
HİKÂYE NEDİR? 
Yaşanmış ya da yaşanabilecek
olayların okuyanlarda estetik duygu uyandıracak şekilde ele alındığı kısa
sanatsal metinlere hikâye denir.
Hikâyelerin
Özellikleri
1. İnsan yaşamının belli
bir bölümü ele alınır.
2. Yer ve zaman kavramı vardır.
3. Olay veya bir durum söz
konusudur.
4. Hikâyede
amaç; düşündürmek değil, duygulandırmak ya da heyecanlandırmaktır.
5. Gerçek ya da düş ürünü bir
olay kısa şekilde anlatılır.
6. Fazla ayrıntıya girilmeden
bir olay çerçevesinde olaylar yüzeysel ele alınır.
7. Detaylı ruh ve karakter tahlillerine yer verilmez.
Hikâyenin Tarihsel Gelişimi
- Dünya
     edebiyatında hikâye türünün ilk örneği XIV. yüzyılda
     İtalyan edebiyatında Boccacio’nun (Bokaçyo) Decameron adlı
     eseridir.
 - Türk
     edebiyatında Tanzimat’tan önce hikâye türünün yerini halk
     hikâyeleri, destanlar, masallar, mesneviler ve Dede Korkut
     Hikâyeleri tutmaktaydı.
 - Batılı
     anlamda hikâye, Türk edebiyatına Tanzimat’la girmiştir. Ahmet
     Mithat Efendi’nin Letâif-i Rivâyât adlı eseri ilk
     hikâye örneklerindendir. Letâif-i Rivâyât’ta yer yer
     geleneksel hikâyenin anlatım özelliklerine rastlanır.
 - Teknik
     açıdan güçlü, Batılı örneklere benzeyen ilk hikâye ise Samipaşazade
     Sezai’nin Küçük Şeyler adlı eseridir.
 - Servetifünun
     Dönemi’nde hikâye türünün Avrupai anlamda örnekleri Halit
     Ziya Uşaklıgil ile verilmeye başlanır.
 -  Halit
     Ziya, yazmış olduğu hikâyeler ile türün romandan ayrılarak bağımsız hâle
     gelmesinde önemli katkılarda bulunur.
 - Türk
     Edebiyatında Ömer Seyfettin Maupassant tarzı (olay)
     hikâyenin, Sait Faik Abasıyanık da Çehov tarzı hikâyenin
     öncüsü kabul edilir.
 
Hikâyenin Yapı Unsurları
1. Olay örgüsü: Olay
örgüsü, konuyu oluşturan olaylar dizisinin birbiriyle bağıntısına verilen
addır. Metinlerde olay, ya metindeki kişiler arasında cereyan eden ilişkiler ya
da kahramanın iç çatışmaları sonucu ortaya çıkar. Ele alınan olayların
gelişiminde mantıksal bir sıra izlenir.
2. Kişi: Hikâyede
anlatılan olayları veya durumları yaşayan kahramanlardır. Hikâyedeki
kişiler kurmaca nitelik gösterir.
3. Zaman: Olayların
başlaması, gelişmesi, son bulması belli bir zamanda olur. Bazı öykülerde zaman
verilmez, sezdirilir. Öykücü zamanı bir düzen içinde vermeyebilir. Olayın veya
durumun son bulmasından başlayarak olayın başlama noktasına doğru gelinebilir.
4. Yer (Mekân): Öykülerde olay veya durum belli bir yerde geçer.
Çevre, uzun betimlemelerle verilmez; öyküyü ilgilendiren yönüyle verilir.
Hikâyenin Bölümleri
1. Serim Bölümü: Bu bölüme "giriş, başlangıç" bölümü de denir.
Burada olayın geçtiği yer, zaman ve olayın kahramanları belli başlı
nitelikleriyle betimlenir. Bu bölümde ele alınacak olan ya da durum ortaya
konur.
2. Düğüm Bölümü:Bu
bölüme "gelişme bölümü" de denir. Serim bölümünde sergilenen olay,
neden-sonuç ilişkisine göre burada yoğunlaşır. Merak ögesi doruğa
çıkar, ayrıntılar ortaya konur. Kişilerin konuşmaları genellikle bu bölümdedir.
3. Çözüm bölümü: Bu
bölüme "sonuç" da denir. Olayın nasıl sona erdiği,
olayın kahramanları ve tanık olanlar üzerinde nasıl bir etki bıraktığı burada
ortaya konur. Gerilimler sona erer, merak ettiğimiz sorular yanıtını bulur. Düğüm
çözülür. Bu plân daha çok olay öykülerinde karşımıza çıkar. Durum veya kesit
öykülerinde olay plânı yoktur.
HİKÂYE TÜRLERİ
1. Olay Hikâyesi (Maupassant Tarzı Hikâye)
·       İlk
örneklerini Fransız yazar Guy de Maupassant vermiştir.
·       Olay
örgüsü; kişi, zaman ve mekâna bağlıdır.
·       Önce
gerilimin arttığı bu hikâye türünde gözlem son derece önemlidir.
·       Bu
hikâyeler çarpıcı bir sonla olaylar çözüme kavuşturulur.
·       Olay
hikâyesi; serim, düğüm ve çözüm bölümünden oluşur. 
·       Olay
hikâyesinin Türk edebiyatındaki kurucusu Ömer Seyfettin’dir. 
·       Diğer
önemli temsilcileri: Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri
Karaosmanoğlu, Sabahattin Ali…
2. Durum Hikâyesi (Çehov Tarzı Hikâye)
·       İlk
örneklerini Rus yazar Anton Çehov vermiştir.
·       Günlük
yaşamdan bir insanlık durumu anlatılır.
·       Olay
hikâyesindeki gibi serim, düğüm, çözüm bölümleri bulunmaz.
·       Bu
tarz hikâyelerde zaman ve mekân belirsiz olabilir.
·       Bu
hikâyelerde zaman, mekân ve kahramanların yaşamları sezdirme yoluyla verilmeye
çalışılır.
·       Olay
değil, tema önemlidir.
·       Durum
hikâyesinde amaç; insanların davranışları, düşünceleri, ikili ilişkileri
karşısında gösterdiği tepkiyi göstermektir. 
·       Durum
hikâyesinin Türk edebiyatında en önemli temsilcisi Sait Faik Abasıyanık’tır.
ANLATMAYA BAĞLI EDEBİ
METİNLERDE ANLATICI
Anlatıcı: Olay
örgüsüyle oluşan edebi metinlerde okura olayı aktaran kişidir. Anlatıcı eseri
yazan kişi değildir. Eseri yazan gerçek kişidir. Edebi metinlerde olayı aktaran
ise hayali kişidir.
Edebi metinlerde olay birinci kişi (ben) veya üçüncü
kişi (o) ağzından aktarılır.
Anlatım üç bakış açısıyla aktarılır:
1. Hâkim (İlahi – Tanrısal) bakış açısı:
- Anlatıcı
     kendisinden bahsetmez.
 - 3.
     tekil kişiyi (o) kullanır.
 - Anlatıcı
     bu bakış açısında her şeyi bilir.
 - Anlatıcı
     her zamanda ve her yerdedir.
 - Olayı
     ve eserlerdeki kahramanları her yönüyle bilir.
 - Olayın
     psikolojik yönünü iyi tahlil eder. Kahramanların duygu ve düşüncelerini,
     akıllarından geçen her şeyi bilir.
 
·       
İnsanın aklından geçen ne varsa anlatıcı
bunu aktarıyorsa bu kesinlikle hâkim bakış açısıyla yazılmıştır.
2. Kahraman akış açısı
- Anlatıcı
     olayın kahramanıdır.
 - Olaylar
     başkarakterin ağzıyla anlatılır.
 - Anlatıcı
     görüp yaşadıklarını anlatır. Bunun dışına çıkamaz. Bundan dolayı da
     anlattıkları sınırlıdır.
 - Anlatıcı
     bu tarz hikâyelerde sadece duyulan, görülen, yaşanılan ve bilinen
     olaylardan bahsedebilir.
 
3. Gözlemci bakış açısı (Kameraman)
- Olayların
     kamera sessizliğinde anlatılmasıdır.
 - Olaylara
     müdahale etmez.
 - Olaylarda
     taraf tutmaz.
 - Etrafında
     olup bitenleri bir kamera gibi izler.
 - Tarafsız bir tutumla gördüklerini okura anlatır.
 
